Fransızca kale anlamına gelen Kerak adıyla anılan şehirdeyiz. Milattan önce 8. Asırda ilk defa inşa edilen kale daha sonra Bizans, Memlük ve Emeviler zamanında eklemeler ile şimdiki halini almış. Eğlenceli bir o kadar da yorucu bir yolculuk olmasına rağmen enerjimiz hala yüksek, temiz havanın tadını kale surlarına tırmanarak çıkarıyoruz.
Nihayet yakında yer alan efendimizin evlatlığı Zeyd b. Harise , ahlaken kendisine çok benzeyen amca oğlu Cafer b. Ebi Talib ve şair sahabesi Abdullah b. Revaha'nın ard arda şehit olduğu Mute savaşının yapıldığı Makabir diye bilinen bölgeye geliyoruz. Müşrifimiz Muaz bey bize bilgiler veriyor ve ikindiyi kılıp dini mübinin neferleri olarak ayrılıyoruz buradan.
Tabiki yöresel yemeklerin tadına bakmadan olmaz. "Şavurma" denilen tavuk döneri yememizin ardından dönüş yolculuğumuz başlıyor.